Seni ilk gördüğüm an gözlerin aklımı çelmişti. Şu an sen yokken uykularımı çalan gözlerin... Gözlerimizin arka planında birkaç merhaba, nasılsın vardı belki. Bir de tanıdık birkaç kişi... Kelimeler vardı kulaklarımda oysa ben sana susmuştum. Bilmem hatırlar mısın, gökyüzüne uzun uzun bakmıştım o gün. Aslında suçluyu arıyordum o esnada. Kalbime uzanmıştı ellerin, hırsızı fark ettiğim halde kafamı çevirmiştim işini kolaylaştırmak için. Bu durumda avuçlarken sen kalbimi buna hırsızlık değil de bir çeşit gönüllü teslimiyet demeliydim gerçi.
Semaya bakarken gözlerin mi, yoksa gökyüzü mü davranmıştı önce diye düşünüyordum. Gözlerin mavi, gökyüzü mavi, elbette biri birinden çalmıştı rengini. Başımı göklerden alıp tekrar senin atmosferine giriş yaptığımda kararımı vermiştim. Bu gözler, bütün bir gökyüzünü boyamaya yeterdi. Üzüldüğünde bulutlar gezinirdi, yağmurun eksik olmazdı hüzün mevsiminde gözlerinden. Gülümsediğinde ise güneşi görürdüm gözlerinde. Uzun süre bakamazdım bu yüzden sana. Kamaşırdı gözlerim.
Nicesini görmüştüm oysa ömrüm boyunca. Beş altı renge hapsettiğimiz gözlerin aslında hepsi birbirinden farklı bakıyordu dünyaya. İşte kimi zaman dalgalı, kimi zaman dingin yolculuğumda gözlerine bir ömür boyu demir atmaya o zaman karar vermiştim. Çok fazla seçeneğim yoktu gerçi. Senin yanında, gözlerinin dalgakıranında dışarıdaki fırtınalar vız geliyordu bana, boyum kadar dalgalara gülüp geçme gücünü senden alıyordum.
Sana suskunluğuma aldırma demiştim, hatırlıyor musun? Ben aslında çok konuşurum, susturamazlar beni diye açıklamak zorunda kalmıştım kendimi. Sessizliğimi hayra yormuyordun çünkü, büyük ihtimalle senden sıkılmaya başladığımı düşünüyordun. Oysa ben bilmediği diyarlarda yolunu kaybetmiş kimselerin şaşkınlığını yaşıyordum her seferinde. Gözlerine dalıp gittiğimde başlangıcını bildiğim bu yolun sonunu hiç çıkaramıyordum. Bilerek kayboluyordum belki de. Kaybolduğu halde kim daha güvende hisseder ki normalde kendini? İşte ben kaybolmuş bir çocuk gibi şaşkın, kaybolduğum yerin gözlerin olduğunu bildiğim içinse hayrandım sana. Hem bu şekilde gözlerine dalıp gitmişken sen dokunarak bulurdun beni. Elimi tutardın, bu sıcaklığın rehberliğinde tekrar bakardım gözlerine, bu sefer nerede olduğumun bilincinde bakardım gözlerine.
Uzaktasın şimdi. Ben de yokluğunda mirasın, gökyüzünün mavisine dalıp dalıp gidiyorum sevgili. Bulutlar kapayınca önümü kızıyorum, geceyle de aram bozuk bu aralar. Aramıza zaten mesafeler girmişken bir de bu saydıklarımla uğraşıyorum. Tek tesellim, zamanın bizden yana oluşu. Gerçi ilk başlarda onunla da kavga ettik. Sanki daha tembel olmuştu sen yokken. Senin yanında akıp giden hâlini hatırlattım ona, biraz arayı bulur gibi olduk. Şimdi bana izin ver de kapatayım gözlerimi ve bir gün daha eksilsin takvimden. Bir gün daha eksilsin mesafelerden ve ben uykuya dalayım tekrar kaybolmak için gözlerinin mavisinde.,
Zafer Babal - 30.11.2016
Yazar Hakkında: Satırların arasında kaybolduğu ve sözcüklerin rehberliğinde yolunu bulduğu her anın tadını çıkaran, 30'lu yaşlarında bir eğitimci, www.gonuldendile.com kişisel bloğunda gönlünden gelenleri dile getirme çabasında...
Beğenerek takip ettiğim, beni bloğunda konuk yazar olarak ağırlayan Semanur Hanım'a teşekkür ederim. Mavi Kelebekler'e keyifli okumalar dilerim. :)
YanıtlaSilBen gecikme için çok özür dilerim. Sevgilerimle :)
SilKalemine sağlık... Bizlere ulaştıranında emeğine sağlık... Sevgiler...
YanıtlaSilYorumunuz için teşekkür ederim, beğenmenize sevindim. :)
SilEmek kısmı için ben teşekkür edeyim. :) Zaten kalem kısmı Zafer beye ait. :)
SilHer ikinizin de emeğine sağlık.
YanıtlaSilÖyle işte hayat bir küs bir barışık ilerliyor. Ama gece güzeldir, mavinin de dinlenmeye ihtiyacı var...
Değerli yorumunuz için teşekkürler. Dediğiniz gibi aslında, gündüz biraz daha aklı havada, gece ise yarenlik yapar insana.
SilHarika bir yazıydı, kaleminize sağlık Zafer Bey :)
YanıtlaSilDeğerli yorumunuz için teşekkür ederim. :)
SilSemanur'a sizi bize kazandırdığı için teşekkür ediyorum :)
YanıtlaSilDeğerli yorumunuz için çok teşekkürler. Asıl ben burada olmaktan ayrıca mutluluk duyuyorum. :)
SilNe kadar güzel yazmış efendim yazanın yüreğine emeğine paylaşıp bizlere ulaştıran deli mavimin de ellerine emeğine sağlık kuzum sevgiler :)
YanıtlaSilDeğerli yorumunuz için teşekkürler. Yazanın kelimelere sarıp sarmaladığı duygular okuyucunun gönül tahtında kendine yer buldukça anlam kazanıyor. :)
SilGüzelmiş .
YanıtlaSilBeğenmenize sevindim, yorumunuz için teşekkür ederim.
SilMerhabalar,
YanıtlaSilBlog keşif etkinliğinden geliyorum, bloğunuzu takipteyim.
Siz de bloğumu takip ederseniz çok memnun olurum.
vintagenmakeup.blogspot.com
Sevgiler,
EK
Bu güzel yazı için önce kalem sahibine sonra vesile olana teşekkür ederiz. :)
YanıtlaSilDeğerli yorumunuz için teşekkürler. :)
SilYüreğine sağlık Zafer beyin , paylaştığın için teşekkürler canım.
YanıtlaSilGüzel yorumunuz için teşekkürler. :)
SilZafer Hocam, Türkçe öğretmeniydi sanırım blogunda okumuştum. Çok güzel bir yazı olmuş, şiir gibiydi eline sağlık Zafer hocam.
YanıtlaSilKıymetli yorumunuz için teşekkür ederim Gökhan Bey. :) Hatırladıklarınız doğru bu arada.
YanıtlaSilKonuk yazarı kutlarım. Çok beğendim.
YanıtlaSilBeğenmenize sevindim. Değerli yorumunuz için teşekkür ederim.
Silzafer babal yeni keşfettiğimiz değerlerimizdeeen :)
YanıtlaSilGüzel yorumun için teşekkürler Deep. :)
SilKalemi güzel insanlar arasında bir değer sergileyebiliyorsam ne mutlu bana. ;)
Cok güzel bir yaziydi kaleminize saglik.
YanıtlaSilDeğerli yorumunuz için teşekkür ederim.
YanıtlaSil