17 Kasım 2017 Cuma

KAYIP

KAYIP

Hüzün, bir deli mavi, kişisel blog, kayıp şiir, deneme

        Ortalığı aniden bir karanlık bürüdü. Bir nefes yalnızlık ile oturduk gecenin karşısına. Bir tutam zencefil ve bir kaşık tarçın misali bir yalnızlık da yanımızda... Yolda öylesine sakin yürürken gördüm, bir çocuk kaçıyordu uçurtmadan ve bir kedi sinmişti bir ağacın gölgesine, etraf karanlık...

         Ayaklarımın ikinci bir adımı atmaya kalmamış dermanı. İkinci bir hüznü paylaşamıyorum. "Elimi tutan yok mu?" diyor karanlıkta o ses. Tutuyorum, inanıyorum, aptalım... Elini tutar tutmaz çekiyor beni karanlığına. Etraf halen karanlık...

         Ben ona dokunur dokunmaz aniden ikiye bölünüyor sessizlik. O sesi hatırlar gibiyim. 3 günlük bebeği ölen, artık yarı ölü bir kadının attığı sessiz bir çığlık o. Öylesine tiz ve hali kalmamış. Bir ses daha duyuyoruz derinlerde. "Düştüm beni kaldıran yok mu?" diye bağırıyor. İnanıyorum, aptalım... Bir insan ne kadar batar ki demeyin dostlar, daha da derine batıyorum. Etraf alabildiğine karanlık...

         Kimsenin beni duymaya niyeti yok. Derinlerde kaybolmuş o kalbe dokunuyorum. Mutsuzluk aniden kayboluyor, dumanı kara sisler içinde. Bedenimi bir avuç dolusu hüzün kaplıyor. Güneş bir daha hiç doğmuyor. Çamura bulanmış ve dokunduğu her yeri kirleten çocuklar gibiyim. Kendi kirliliğimi seviyor ve etrafa zarar verdiğimden habersiz yaşıyorum. Bir kenar mahalle bakkalında alınmayı bekleyen yarım kiloluk bir neşeyim artık. Ve etraf halen çok karanlık...


13 Kasım 2017 Pazartesi

GÖLGE VE TANRI

GÖLGE VE TANRI

aforizma, paralel evren, kişisel blog, aşk, bir deli mavi


Şimdilerde var olduğuna inanmak kadar aptal bir şeydir aşk.
Sahi gerçekten mi varsın?
Ben karalığın içinde, bir tane daha ben keşfettim.
Aynı şekilde yürüyen ama farklı zamanlarda bir ben.
Güneş düştükçe en tepeye ve güzelleştikçe gölgeler,
O karanlık evrende umduğunu buluyor sanki.
Boyları kısa ama etkisi uzun olan umutlar biriktiriyor,
Hatta bazen şimdiki bana çarpıyor.
Her "nefes alıyorum" deyişinde elleri denize uzanıyor.
Umudunu kaybettiği anda etrafı karanlık bir mezar.
Dikkatini çekmeye çalışıyor bu hayatın,
Yakasına yapışıp hakkını istiyor bu evrenden,
Tanrı onunla da konuşuyor.
Ona bir şiirlik ömür hediye ediyor.
Ve bir gece yine ayağı takılıyor şimdiki bana.
"Sen nasıl dayanıyorsun" diyor.
Ben de hissediyorum onu, konuşuyoruz...
O bana bir daha uğramak istemiyor,
Ben de ona yaklaşmıyorum. 
Herkes biliyor ama gerçeği...

Kalabalığın o saçma yüzünü gizliyoruz insanlardan,
Kanıyorlar...
"İnsanlar aptal" diyor bir ses oradan,
Onlarca pisliği görmezden gelip kızıyorlar,
Kızıyorlar aşkla sevişenlere,
"Tanrı yasakladı" diyorlar, 
"O bizi unuttu" diyor kendi evreninde mutlu ben.
Görmezden geliyorum hepsini,
Susuyorum...
Biliyorum olup bitenleri,
Bir daha hiç aynı olmayacak mesela,
Eline aldığında bir oyuncağı, aynı hissetmeyeceksin.
Mesela izlediğinde o filmi ikinci kez, aklına onu getirmeyecek.
Veya seviştiğinde onunla yine, aynı özeni göstermeyeceksin.
Basit gelecek sana tekrarlar, değersizleşecek,
Yüzsüzleştirecek seni...
Ve yine geldiğinde karanlıktaki o ses,
"Susun" diyecek, "daha fazla konuşmayın"
Susacaksın...
Bu pisliği kapatacaksın,
Çünkü sen de biliyorsun sevdiğine dokunduğun anda atan o kalbi,
Ve tabi sende bıraktığı o iz.


Gölgeler sevişiyor sizler gündüz vakti uyurken,
Ve sen biliyorsun,
Dokunduğunuz o andan itibaren yok ediyorsunuz birbirinizi,
Belki de Tanrı korkmuştu gördüğünde sizleri.



8 Kasım 2017 Çarşamba

Trajikomik Hüzün

Trajikomik Hüzün

blog, aşk, şiir, şair, deneme, hüzün, trajikomik


Ey ahali, var mı kendini bulan?
Yoksa bir ben miyim bu evrende kaybolan?
Sahi neydi yaşamak?
Mum olmak mı istersin, mumluk olmak mı?
Kendimi düşünen adam heykeli gibi hissediyorum epeydir.
Fazla kararlı ama öylece duran.
Belki benimde duran adam heykelim yapılır.
Sonra zaten adım her bir yere yayılır.
Belki bu mavi kız zamanla aranıza katılır.
İnsan gibi hisseder belki kendini.


Mesela bu sabah kendimi çöp kamyonu gibi hissettim,
Az bir vakit geçmeden de öyle olduğumu fark ettim,
Derince bir nefes çektim...
Tüm çöpleri toplayınca kirleniyormuş insan,
Toplasan 5  adamız, etti sana tek lisan,
Fazla uzatmaya gerek yok, uyuyabiliyorsan,
Çekilirken güneş en tepeme, gölgelerim kısalıyor,
Gölge beni terk etme, gözlerim dayanmıyor,
Bir daha geri dönme, bu gidişler bitmiyor...

Sabahın ilk ışığı omuz çukurlarıma vuruyor,
Sevmek neydi diye sorular soruyorum yanımdaki kediye,
Dönmüş biliyormuş gibi bir de "miyav" diyor.
Sevmek ney ahali?
Sevmek yıllarca baktığın çiçekleri, solsun diye balkona bırakmaktır,
Sevmek yüzündeki her gülümsemenin yarım kalmasıdır.
Ve siz bilgili ahali!
Sevmek yenilgiye teslim olmaktır.
Sakın sevmeyin.

Şimdilerde kendimi bir uçurtma gibi hissediyorum,
İnanılmaz özgür ama gökyüzünde kaybolmuş,
"Daha mükemmel değil mi gökte kaybolmak" dedi bir ses!
Kim o diye bakındım etrafa, yok göremiyorum.
Sonra bir rahatlık  geliyor, bu bizim kedi Rıfkı,
Rıfkı'yı sal sokağa 5 dakikada kaybolur,
3-5 gün gider gezer, sonra hemen bulunur,
Garibim gökyüzünü fazla huzurlu bulur,
Sevmek gökyüzünde kaybolmaktır, ona anlatın nolur...

Uykuya her yatışım, uykusuzluğa sürüklüyor beni,
Geçmişe dönüp bir bakayım derken tutuluyor boynum.
Bugünlerde fazlaca hiç'im sadece,
Bir deli gibi kalabalık başım, kafamın içi bomboş,
Hayat sol omzumdan yakalayıp tutuyordu beni,
Ve Tanrı bana yasakladı seni,
Ve siz ideolojileri olan ahali, uyuyun...
Rıfkı sen uyuma, uyutmam.
Daha konuşulacak tonlarca kelime var.
Kaybolmuşluğum ve bir şişe beyaz şarap...


5 Kasım 2017 Pazar

Mavi'den Dörtleme: Sayko Şarkılar

Mavi'den Dörtleme: Sayko Şarkılar

sayko şarkılar, sayko, bir deli mavi


        Hayatımızın en saçma yıllarını yaşarken, bendeniz Mavi'den de bir iki saçma şey duyun istedim ve hazır da uyumazken biraz yazayım dedim. Bir dönüp baktım ki, sevgili blogum kasvet ve buhran dolu olmuş.Hem ruh halimden bir nebze uzaklaşmak, hem de gülmek adına hunharca yapılan şarkıları dinlemeye başladım.Hazır epey zamandır dörtleme de yapmazken, oturup bir de sizinle de paylaşayım ne dinliyorum diye düşünüyorum. Siz ne dersiniz?

        Günümüz müzik sektörü benim için çok vahim durumda. Ne yazık ki çok iyi parçalar arkalarında çok sağlam bir prodüktör olmadan iş yapmıyor. Ve ne yazık ki saçma sapan şarkılar sırf bir ismi var okuyanın diye altın tepside bize sunuyorlar. Resmen gıda zehirlenmesi. Eskiden çok iyi absürt şarkılar yapılıyormuş. Özellikle 80'ler ve 90'lar. Günümüzde ise maalesef bu şarkılar "çikita muz"dan öteye gitmiyor.  Oturup hem biraz gülelim, hem de şaşıralım istiyorum. O halde hadi başlayalım sevgili mavi kelebeklerim♥

                                      Grup Raptiye- Hello Malatya
      Ya valla çok severek dinliyorum ne yalan söyleyeyim. Aslında zamanın artist olma uğruna, bu yolda yok olan insanları da anlatıyor bana göre. Hem izleyip hem dinleyelim. İyi seyirler.



MFÖ- Sude
        Severek dinlediğim, dinleyince anlaşılmasa da, birkaç dinlemeye ezberleyeceğinize eminim. Mfö zamanın en iyi şakılarını yapan grup bence. Halen severek dinliyorum şarkılarını. Sizleri de en saykosu ile başbaşa bırakıyorum.



Bizim Murat- XXL Fil Diyeti
        Ya klibini izleyip en çok güldüğüm şarkı olabilir galiba. Ya bu adam neyin peşinde acaba diyordum önce. Sonra zaten ne güzel bir şarkı, izleyen hem mutlu oluyor hem de diyet yapmaktan vazgeçiyor diyorum. asfsldjhd :) :)



Süheyl ve Behzat- Abdulkadir
        Aslında bir eleştiri ve taşlama adına çıktığını söylemişlerdi bir programlarında. Yanılmıyorsam Şahane Pazar'dı. Çok severdim izlemeyi. Şarkıcı olmak için tüm imajını değiştiren ve prodüktörlerin köpeği olup saçma sapan şarkılar yapanlara bir gönderme niteliğindeydi. Abdel Kader'in Abdülkadir isimli şarkısının alt yapısını aynen kullanarak yapmışlardı. Alın size şarkı der gibi. İyi dinlemeler ve görüşmek üzere mavi kelebekler.




1 Kasım 2017 Çarşamba

Şairler Küs Ayrıldı Abi

Şairler Küs Ayrıldı Abi

Bir Deli Mavi, hüzünli şiir, aşk şiiri, Semanur Kök


İki kere iki dört ediyor bizim coğrafyalarda,
Ben hep beş etsin istedim abi,
Beş etsin, on beş etsin,
Ne kadar beş yan yana gelirse o kadar etsin işte,
Onunla benim ayrı oluşuma az gelirdi dörtler.
Altı desen o hep fazla..
Ben gülmek istiyorum abi bugün,
Çünkü tüm yazanlar küs ayrıldı bu dünyadan.
Ha ben öyle yazıyorum da demem,
Allah var, soranlara "karalıyoruz iste bir şeyler" diyorum.
Evet Allah var bu arada abi,
Ben bıraktım da o bırakmadı beni hiç,
Beni bu memlekete küstürdüler be abi,
Her gelişimde Kadıköy'e,
Hep daha bi' küs dönüyorum eve.
Beni sağlam bir eve koydular,
Üzerime hep kapılar kapatıldı,
Duvarlar yıkıldı,
Ve geldi Salı...
Salı işte, çarşambadan az evveli,
Cumaya oldukça uzak,
Bir salı akşamı, duvarlar yıkıldı üzerime,
Mavi-beyaz duvarlar...
Evim diyordum abi o duvarlara ben,
Bizim diyordum.
Bizim değilmiş be Ali abi...
Gitti abi gitti,
Geceye ilerledi, kayboldu,
Gidemedim ardından, koştukça daha da kayboldu.
Zaten ben de yoruldum,
Dizlerimin üzerine çöktüm ağladım,
Sesimin en az çıktığı ama en çok yakan ağlayışımdı belki de.

Şairler küs ayrıldı Ali abi,
Bu şehre küs gitti hepsi,
Toprak o günden beridir siyah,
Ve her yağışında yağmur,
Ayrılık kokar bu memleket.
Şiiri sevmeyen şair olur mu abi,
Yemin olsun tanıdım, tanıyordum da hala,
Ona sorsan değilim der de işte,
Alt alta yaz yazdıklarını şiir bulursun abi...


Sokağa çıkınca demi artıyor yalnızlığımın abi,
Bi' sana geliyorum ben de.
Hani senin umutla akşama kadar bir balığı bekleyişin var ya,
Ben öyle umutla bekledim güzel günleri,
Senin işinle benim iş benziyor biraz abi,
Sen umutla bir balığı bekliyorsun ama sana geldiğinde can çekişini görüyorsun ya!
Sonra atıyorsun denize tekrar kıyamayıp,
Ohh Ali abimiz o gün aç,
Ben de öyle bekledim abi bana gelişini,
Her gelişinde gördüm abi can çekişmelerini,
Denizine dönene nasıl kal ve benimle öl deyim Abi?
Neyseler sıkışırdım hazneme,  biraz da nesneler..
Gelseler... gelseler... Ve gelseler...
Ama bir daha gidiş yok abi!
Bir daha aynı şekilde gelseler...
Her gelişi bir öncesinden daha kötü oluyor abi,
Söz verdim kendime uzak duracağım abi ondan,
Bir daha gelmesine izin vermeyeceğim,
Bir daha ölüyor oluşunu izleyemem ben...

Sonra bahar geldi işte abi,
Her bitirişi taşıyan çantasında,
Her şeyin son bulmasından mıdır bilinmez de,
Adına sonbahar diyorlar abi hayatımın,
Mevsimin de, insanın da en soğuk olduğu dönemler geliyor abi,
Bir bahar daha bitiyor yanağımdaki çizgide,
Hayat denen yarışın, askıları kesiyor omuzlarımı,
Kessin, kessinler... kanasın...
Gelsinler abi... gelsinler...
Bir bahara daha küs ayrıldı şairler...
Hep gittiler abi...