26 Şubat 2017 Pazar

Bir Türk Dramı; Göster Oğlum Amcalara Pipini!

Bir Türk Dramı; Göster Oğlum Amcalara Pipini!

kadın, erkek, eşitlik, hak ve özgürlük


        Hayat boyu bir yanlışı öğrenip durduk. Birçok kişi eminim ki böyle büyüdü. Bir kaç gün önce yakın bir arkadaşımla bir yerlere gittik. Kendisi 2-3 ay evvel evlenmişti. Bu evliliğin onu değiştirdiği ve daha da değiştireceği aşikar. Merakla kendime sorduğum birkaç soru vardı o anda. Evlilik insani değiştirir mi? Evlilikte eşit haklara mı sahibiz? Ortak bir karar mı alınıyor yoksa benim dediğim olurcular mı var? Kadın ve erkek eşit midir? Hümanist mi olmalıyım feminist mi?

       İlk olarak bu yazıyı tamamen hümanist bir tarafla yazmaya başlıyorum onu söyleyeyim. Birçoğumuz rolüne iyi hazırlanmış olsa da ailemiz bize nasıl bir öğreti sunarsa bundan öteye azmetmedikçe gidemiyoruz. Daha o küçücük yaşlarda başlıyor hakimiyetin kimde olacağı savaşı. Birçok komedyenin ve iyi gözlemcilerin komedi malzemesi oluyor cinsellik. " Oğlum aç amcana pipini" "Aferin oğlum göster bakalım babaya" bu tarz diyaloglar ile belli bir yaşa kadar erkek hakim olduğuna inandırılıyor.

        Peki ya kadınlar? Garibim kadınlar da bunlarla büyüyorlar "Kızım aman kimseye açma ayıp" "Bu saatte kız çocuğunun dışarıda ne işi var?" Sokağa çıkıp özgürce büyüyen bir nesil daha olmadı. Zamanın oyunları taso, bilye, çanak çömlek gibi oyunları yalnızca pencere ardından izleyen bir nesil ortaya çıktı. Peki suçlusu kimdi? Kadınlar veya erkekler diye ayırmaya gerek yok. Asıl suçlu elalem ne der diye çocuk yetiştirenler bana göre.

        Belli bir yaşa geldiler. Birçok erkek çorabının tekine dahi sahip çıkamayan, gözü dışarda tipler olurken, bazı kadınlar evde yemek yapan, dışarıdan bihaber cahil tipler oldular. Kadının sevgilisi olamaz, vakti geldiğinde onun ancak evleneceği adam olur dediler, üstüne bir de "onu da biz seçeriz" dediler. Erkeğin hayatına ilk kadın girmesiyle "oooo oğlumuz büyüdü" deyip durdular.

        Sonrası ne oldu peki? Bu kadar misyon yüklenen erkekler ömür boyu bir aileyi geçindirmek ve devamlılığını sağlamak için çalıştılar. Kadınlar evde yemek yapıp çocuk bakarken erkekler de gecesini gündüzüne katıp uykusuz kaldı.

        Bana göre her iki tarafın da çalışıp bir evi daha iyi hale getirmesi gerekiyor. Geldik o malum soruya; Kadın erkek eşit midir? Bana göre kadın erkek eşit değildir ve erkeğin belli üstünlükleri vardır. Ama bir gerçek var ki, kadın ve erkek eşit haklara sahiptir. "Ya ne demek eşittir, bizde sünnet var, askerlik var" diyenleri duyuyorum. Kadınlar da dünyanın en acı veren olayı olan doğumu gerçekleştiriyorlar. Tek temennim iyi yetiştirilen bir nesil görmek. Umarım öyle olur.

        Ha bu arada neden yazmadığımla ilgili birkaç mesaj aldım. Ciddi zor ve aslında şu anki konuyla ilgili bir süreç yaşıyorum. Ve yazılardaki samimiyetimi yitirmekten korkuyorum. Her şey güzel olacak... Sevgiler saygılar...


20 Şubat 2017 Pazartesi

İnsanlardan Beklentim; Evvela Samimiyet

İnsanlardan Beklentim; Evvela Samimiyet



       Tam 11 gün oldu bu yazıya başlayalı. Ve dün gece yine sildim yazdıklarımı.Yazı başlığını değiştirmek istemedim. En iyisi kendimi  biraz anlatmak dedim ve yazıyorum...

       Hayatın bana getirdiği mutluluk, nedendir bilinmez çok kısa sürüyor. Bazen 1 bilemedin 2 saat falan. Sonu yine hüsran. Her gün konuştuğum insanlar yapmacık gelmeye başladı. Sevmek ve sevilmeye olan inancım sanki azalıyor. Yüküm taşınmaz bir hale geldi.

       Ha tabi "ben pes ediyorum" cesareti zaten yok. Şimdi zaten batacağını bildiğim bir gemiye, kuşku durmaksızın giriyorum. Ellerim, gözlerim, dudaklarım ve tüm bedenim sanki isyan ediyormuşcasına hızla hareket ediyor.

Sonra sokağa çıkacağım tutuyor. Bir sürü samimiyetsiz adam. Yalandan yere gülen bir kasiyer, sanki ensesinde baskı yapan bir silah varmış gibi hareket eden bankacılar, Hep aynı sahte "merak ediyorum" içerikli mesajlar. Ne gerek var ki. İyiyim ben.

       Bu yazıyı da öylesine haftalarca bekletmedim. Yazdım ve kendime yabancı geldi yazdıklarım. Yeter denecek noktaya geldiğimde bir şeyler karaladım kağıtlara. Şöyle oturup saatlerce anlatmak istiyorum yaşadıklarımı. Ama olmuyor, yapamıyorum. Hayatıma hiç iyi bir dinleyici girmemiş gibi hissediyorum. 

       Mavi Bir Kız adıyla başladım aslında blog dünyasına. Yazdıklarım hep hissettiklerim oldu. Yaşadıklarımı anlattım hep. Bazen kurguladım. Aziz Bey çıktı karşıma. Baktım beni iyi dinliyor, saatlerce anlattım kendimi. Sonra en acı duyduğum anda Aşık Ahmet karakteri çıkıverdi karşıma. Sevdiği kadın Sajida'yı kaybetmiş ve kaybolmuştu Aşık Ahmet. Sonra ellerinde tek bir çatlak dahi olmayan, hep olmak istediğim karakter olan Matmazel var oldu. Kendim oldum sonra, DELİ karakteriyle ben de dahil oldum onlara. Beni saatlerce dinleyen ama iyileştirmek istemeyen Doktor çıktı karşıma. Daha iç dünyamda bir sürü karakter var. o kadar samimi karakter içinden sıyrılıp, normal olamıyorum.

       Karşıma çıkan herkes artık samimiyetsiz geliyor. Ya bir menfaat arıyor, ya da kendileri olmakta zorlanıyor. Bu işe kişisel blog adıyla giren bir sürü insan kar amacı güder olmuş. Ne yazık ki tanıdığım birçok insan da artık buna hizmet ediyor, kendi olmaktan korkuyor Büyük bir merakla sonunu bekliyorum. Evet çok güzel yazıyorsunuz, bu işin en iyisi sizsiniz, kendi isminiz veya  sizi anlatan bir alan adıyla, kişisel blog yazdığınızı iddia edip tanıtım yapıp duruyorsunuz. Okuyorum ben de. Devam edin ama "HAYIRLI PAZARLAR"

11 Şubat 2017 Cumartesi

Filmliyorum-Ove Adında Bir Adam/ Hannes Holm

Filmliyorum-Ove Adında Bir Adam/ Hannes Holm


filmliyorum, ove adında bir adam, film yorumu

     Mavi bir kızçenin film izleyesi gelince geçti bilgisayar başına. Yakın bir zamanda bir arkadaş buluşmasında tavsiye edilen bir film vardı ve onu en yakın arkadaşıyla izledi. Sonra dedi ki; "Dur ya böyle güzel bir film izledim, bir de yazayım ki izlemek isteyenlere bir fikir olur" E hadi başlayalım.


Film Adı: Ove Adında Bir Adam
Yapım Yılı: 2015/İsveç
Yönetmen: Hannes Holm
Oyuncular: Rolf Lassgard, Bahar Pars, Tobias Almborg
IMDb: 7,5/10
Mavice: 8,8/10


       Aslında olaylar Ove adında 59 yaşında bir adamın hayatı üzerinde dönüp duruyor. Yaşadıklarının büyüklüğü ve acı ile dolu olması, hayat arkadaşını toprağa verişi ve artık insanlara tahammül edemiyor oluşu onu katı bir adam haline getirmiştir. Bana göre filmin en farklı alanları intihar ettiği kısımlar olduğundan filmi 3 intihar sahnesi ile bölmek istiyorum. 

            1-Kendini Asma; 

       Ove her sabah eşine bir buket çiçek götürür ve mezarı başında,ölmek için ona sözler verir. Eve gelir ve salonda tavana bir ip asar ve intihar eder. O an geçmişi hatırlar. "Ove küçük yaşta annesini kaybetmiştir. Hayatın ona pek de adil davranmadığını düşünür. Babası hep az konuşur ve ove kendini iyice kötü hisseder. Annesinin yokluğu ve özlemi yetmez gibi yanı başındaki adama da hasretlik çeker. Babası en iyi bildiği şey olan arabaları anlatır Ove'ye. O da oturur bir araba nasıl çalışır dinler babasından." Bir anda ipin kopmasıyla kendine gelir yaşlı adam. Böylece ilk intiharı başarısız geçer.

             2- Gaz ile Boğulma: 
       İlk denemesi başarısız olan Ove İkinci için plan yapmıştır. Bir bahçe hortumu yardımıyla arabanın içine gaz verir. Arabaya biner ve kapıyı kilitler.  Derin bir uykuya dalar ve hikayenin ikinci bölümü başlar. O tekrar geçmişi hatırlar. " Ove liseden derece ile mezun olur ve iş aramak ister. Babasına notlarını gösterir. Oldukça mutlu olan babası, notları başkasına göstermek için kalkar. Ve o esnadan hızla gelen trenin altında kalır. Babası istasyonda vagonları temizler. Onun ölümünden sonra işi devralır. Aslında hayatını değiştiren kadınla da orada tanışır. Sonja onu hayatına hiç ummadığı bir anda girer ve hayatı değişir. Düzgün bir işi olsun diye mühendislik belgesi alır." İşte tam o anda Parvenah'ın garaj kapısını yumruklaması ile kendine gelir. Ve bir intihar girişimi daha başarısız olur. 

             3- Tren İstasyonunda Raylara Atlama:

       Ove trenle seyahat amaçlı istasyona gider. Amacı raylara atlayıp babası ile aynı ölümü paylaşmaktır. Tam o anda kenarda bekleyen bir adam bayılır ve raylara düşer. Herkesin korkuyla kenarda beklediğini gören Ove raylara atlar ve adamın hayatını kurtarır. Yaklaşan bir tren de gören Ove adamı kıyıya alır fakat kendi çıkmaz istemez.  Bu intihar girişimi onu geçmişe götürmez ama ona türlü türlü duygular yaşatır. Hayatı da bu nokta da değişecektir. Tren varmadan kenara çekilir ve eve döner. 

                          HER SON BİR BAŞLANGIÇ MIDIR?

       Ove her gün eşinin mezarına gider ve çiçek bırakır. Ama neden kızgındır bu kadar ve kime kızgındır bilinmez, halen öfkesini atamaz. Hayata hep yeniden başlamasını diledim film boyunca. Tam da bu noktada bir karar alır. Aslında önceden yakın fakat şuan konuşmadığı bir arkadaşına yardım etmek için tekrar çabalamaya karar verir. Ve bunu sağlamak için elinden geleni yapar. 

       Parvenah'a da olanları anlatmak ister. Ve tekrar geçmiş hatırlanır. "Eşi evliliklerinin en güzel zamanlarında, hamile olduğunu söyler ve Ove babalığın heyecanı ve büyüsüne kapılır. Doğuma az bir zaman kala eşinin ısrarı ile bir tatile giderler ve tatil dönüşü bir kaza geçirirler. Hastaneye vardıklarında, bebeğin öldüğünü ve eşini komada olduğunu öğrenir. Bir daha uyanmaz derken bir gün bir tepki verir ve uyanır genç kadın. Fakat felç geçirmiştir ve ayakları tutmaz. Ove o mutlu olsun diye tüm evi baştan dizayn eder. Mutfak tezgahını alçaltır ve öğretmenlik yaptığı okula bir engelli yolu yapar. Hayatından memnundur her ikisi de. Fakat yıllar sonra Sonja kanser nedeniyle ölür. Ove o günden sonra her şey için kendini suçlar"

       Tüm bunları yaşayan Ove insanlardan kendini uzak tutarak bir yere gelemeyeceğini anlar ve hayatını güzelleştirmeye başlar. Daha önce film esnasında kalp büyümesi tanısı koyulmuştur yaşlı adama. Bir kış günü Parvenah camdan baktığı esnada Ove'nin evinin önündeki karları küremediğini fark eder. Sonrasında koşarak evine giderler ve Ove'nin bir buket çiçek ile uzandığı esnada öldüğünü anlarlar. 

                      MAVİ'DEN: 

       Hayatım boyunca asla yerinden oynamayacak bir film izledim, sizlere de tavsiye ederim mavi kelebekler.  Cidden benim için ilk 5 içinde diyebilirim. Şimdiden hepinize iyi seyirler. Umarım izler ve beğenirsiniz.