inanç etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
inanç etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Kasım 2017 Pazartesi

GÖLGE VE TANRI

GÖLGE VE TANRI

aforizma, paralel evren, kişisel blog, aşk, bir deli mavi


Şimdilerde var olduğuna inanmak kadar aptal bir şeydir aşk.
Sahi gerçekten mi varsın?
Ben karalığın içinde, bir tane daha ben keşfettim.
Aynı şekilde yürüyen ama farklı zamanlarda bir ben.
Güneş düştükçe en tepeye ve güzelleştikçe gölgeler,
O karanlık evrende umduğunu buluyor sanki.
Boyları kısa ama etkisi uzun olan umutlar biriktiriyor,
Hatta bazen şimdiki bana çarpıyor.
Her "nefes alıyorum" deyişinde elleri denize uzanıyor.
Umudunu kaybettiği anda etrafı karanlık bir mezar.
Dikkatini çekmeye çalışıyor bu hayatın,
Yakasına yapışıp hakkını istiyor bu evrenden,
Tanrı onunla da konuşuyor.
Ona bir şiirlik ömür hediye ediyor.
Ve bir gece yine ayağı takılıyor şimdiki bana.
"Sen nasıl dayanıyorsun" diyor.
Ben de hissediyorum onu, konuşuyoruz...
O bana bir daha uğramak istemiyor,
Ben de ona yaklaşmıyorum. 
Herkes biliyor ama gerçeği...

Kalabalığın o saçma yüzünü gizliyoruz insanlardan,
Kanıyorlar...
"İnsanlar aptal" diyor bir ses oradan,
Onlarca pisliği görmezden gelip kızıyorlar,
Kızıyorlar aşkla sevişenlere,
"Tanrı yasakladı" diyorlar, 
"O bizi unuttu" diyor kendi evreninde mutlu ben.
Görmezden geliyorum hepsini,
Susuyorum...
Biliyorum olup bitenleri,
Bir daha hiç aynı olmayacak mesela,
Eline aldığında bir oyuncağı, aynı hissetmeyeceksin.
Mesela izlediğinde o filmi ikinci kez, aklına onu getirmeyecek.
Veya seviştiğinde onunla yine, aynı özeni göstermeyeceksin.
Basit gelecek sana tekrarlar, değersizleşecek,
Yüzsüzleştirecek seni...
Ve yine geldiğinde karanlıktaki o ses,
"Susun" diyecek, "daha fazla konuşmayın"
Susacaksın...
Bu pisliği kapatacaksın,
Çünkü sen de biliyorsun sevdiğine dokunduğun anda atan o kalbi,
Ve tabi sende bıraktığı o iz.


Gölgeler sevişiyor sizler gündüz vakti uyurken,
Ve sen biliyorsun,
Dokunduğunuz o andan itibaren yok ediyorsunuz birbirinizi,
Belki de Tanrı korkmuştu gördüğünde sizleri.



23 Ağustos 2017 Çarşamba

NeuroFormat ve Değişimin Temeli

NeuroFormat ve Değişimin Temeli



        Merhaba sevgili arkadaşlar. Bugün uzun zamandır kıramadığım ama artık yeni bir yöntemle törpülemeye çalıştığım bir kaç durumdan ve bunları nasıl yendiğimi, hangi yöntemi kullandığımdan ve bende gözle görülen bazı değişiklikler yaratan olaylardan bahsedeceğim.

        Aslında en başa gitmek isterim tam 2 ay evvel ciddi bir ameliyat olduğum ve sonrasında psikolojik destek almam gereken bir dönemden bahsedeceğim. Ameliyat başarılı dahi olsa sonrasında gelişen bir komplikasyon ile başıma oldukça strese neden olan olaylar geldi. Bunlardan en büyüğü kısa dönem dahi olsa şoka girmiş olmam ve gözlerimi yoğun bakımda açmam. Bunu başta baş edebileceğim bir olay olarak gördüğüm için her şey yolunda gibi davranmaya başlamıştım. Fakat öyle olmadı...

        Her geçen gün bir öncekinden daha kötü geçiyor fakat ailem benimle olduğu saatler hastalığımı unutuyordum. Ne zaman tek başıma kalsam ağrılarımda artma gözlemliyordum. Bu konuyu biraz araştırınca çok önemli şeyler keşfettim. Bunlardan en önemlisi İstanbul'a dönünce oldu. Sevgili Barış Muslu ile yolum kesişti ve bende devrim yaratan o 20 günün temeli atılmış oldu.

        Merak ettiğiniz bu şeyler bende devrime neden oluyor. Uygulamaya dökmek biraz zaman alıyor ve çok fazla odaklanmak gerekiyor. Ama en önemlisi "inanç". Çünkü her şey inandığınız sürece var. Belki daha önce okuduğunuz ama inanmadığınız için yok saydığınız bir şey. Yani "NeuroFormat".

        Size bu yöntemi açıklamayacağım keza yanlış yönlendirme yapmak istemem. O nedenle sizi kitaplarına yönlendirmeyi tercih ederim. Ama bende ciddi değişikliklere neden olan bu yöntem ile hayatımı değiştirdim. Aslında amaç bilinçaltı formatlama. Yani sizde travma yaratan olayı bulmak ve onu bilinçaltınızdan silmeye yönelik bir uygulama.

        Azim, sebat ve inanç ile kendimizi değiştirebiliyoruz. Ben yıllarca göze alamadığım korkumu yendim. Ayrılık veya terk edilmek gibi konularda komaya giren ben, kendimi sevmeyi öğrendim, bu konulara olan tepkilerimi törpüledim.  Ve tabi en önemlisi şudur ki; herkesin çekindiği sinirli halim bana pek uğramaz oldu. Olaylar karşısında kullandığım "başkasını suçlayarak, kendini temize çekme" yönteminin yerini "herkesi dinle doğruya karar ver" aldı.

        Evet sevgili arkadaşlar bu yöntem ile bir de ameliyat sonrası ağrılarımdan kurtuldum.  Bunu asla basite almayıp siz de hayatınızda yeni bir döneme merhaba diyebilirsiniz. Bunu sevgili Barış Muslu'nun ilk 3 kitabını okuyarak başardım ve halen bu konu üzerinde çalışıyorum. Sizlere de anlatmak istedim. Sevgiler...