13 Ağustos 2018 Pazartesi

'Kendin' Olmanın İnanılmaz Hafifliği

'Kendin' Olmanın İnanılmaz Hafifliği


deneme, kendin olmak, bir deli mavi


        Günler, aylar, yıllar bu denli hızla akıp geçerken hayatın kalan saniyelerini yakalamak epey zor görünüyor. Hayatım boyunca insanların beni değiştirebileceği imajını verdim herkese. Bugün değişmeyeceğimi söylediğimde benden nefret etmelerini izledim. Hep tuhaf olmamdan ve bunun için özel bir çabam olduğundan şikayet ettiler. Paraya, kıyafete ve erkeklere tapmıyor oluşum beni kötü bir kadın yapacaksa sorun değil, ben farklı olmayı seviyorum. Az evvel izlediğim bir filmde farklı olmanın o kadar da kötü olmadığını söylüyordu, bence de öyle.

        Belki de, kaç yıl daha  yaşayacağım bilinmezken, belli belirsiz konulara üzülüp ağlamam gerekmiyordur artık. Yüzümü güneşe dönüp "dünya varmış" deme zamanım gelmiştir. Hepinizi affediyorum. Beni üzen ne varsa, ne kadar kırılan yönüm varsa, ağlayıp harcadığım kilolarca gözyaşım ve tüm bunların usta oyuncu ve sanatkarları... Bugün hepinizi affediyorum. Ve sizden af diliyorum. Daha fazla hayatımı yönetmenize izin vermeyeceğim için.

        Durup düşün biraz, değerlisin ve bunu başkalarının mahvetmesine izin veriyorsun. Oysa derin bir nefes alıp, rüzgar halen yüzüne vururken havaya zıplamayı unutmamalısın. Yalnız olmanın, kendi bedenine değer vermenin ve onu paylaşacağın insanı seçme yetkisine yalnızca senin sahip olduğunun farkına varmalısın. Yolunda gitmeyen tonlarca şey var biliyorum. ama şunu da unutma "hala yaşıyorsun". Ki bu öylesine bir tesadüf silsilesine bağlı değil. Yalnızca dakikaların kalmış olsa, kalan zamanını kime harcardın bunu bir düşün derim. Bence insan her daim dakikaları kalmış gibi yaşamalı. Kırmaya ve üzmeye vakti yok gibi...

        Hayatım boyunca kırdığım kalplerin, bende açacakları derin yaralardan korktum. Bu yüzden telafisi olmayan yanlışlar yapaktan hep kaçtım. Çok fazla kırılıyormuş insan bu şekilde ama yine de doğru olmaktan hiç vazgeçmedim. Farklı olmayı seviyorum. Alınan hediyelerin, saçılan paraların, yenilen romantik yemeklerin, düşünülmeden sırf gösteriş olsun diye yapılan tüm bu şeylerin, hatta göze sokularak yaşanılan el yapımı aşklarınız da dahil, hepsine gülüp geçiyorum. Umarım gerçek aşklarınız olur. Mavi'nin, Gece'ye duyduğu gibi. Gösteriş ve paradan çok uzak yalnızca, hediyeler alınmadan, süslü sözler söylenmeden de sevilmek ne demek anlarsınız...

        Saf duygular kalbinize dokunduğunda, benim gibi teker teker insanları affetmeye başlıyorsunuz. Size yalnızca bir kadın bedeni olarak bakan tonlarca adamı, sadece vakit öldürmek için arayan arkadaşlarınızı, sırrına sadık olamayan dostlarınızı, sizi terk edip giden aşklarınızı, elini omzunuzdan çekmiş babalarınızı, başınızı okşamaktan vazgeçmiş annelerinizi, sonu kötü biten hikayelerin yazarlarını, sizi ağlatan filmlerin senaristlerini, derin bir iç çektiren yaralı sanatçıları,,, Ve sen affetmeye başladıkça ayağına bağlı olan yükler de tek tek çözülüyor. Sen hafifledikçe havalanıyor ve havalandıkça kendin oluyorsun. "Kimseye ihtiyacın olmadığının farkına var. Sorunlarından kaçma, onlarla yüzleşmeyi öğren"... Kendin olmanın verdiği huzurun inanılmaz bir sesi var... (Teşekkürler Baba, sana sahip olmama izin verdiğin için)