29 Mayıs 2017 Pazartesi

Kahramanlar Vardiyalı Çalışır

Kahramanlar Vardiyalı Çalışır

baba, babalar günü, kahramanlar vardiyalı çalışır, baba sevgisi


        Gerek bugün, gerekse geçmiş günlerde  "yaaa bu nasıl hayat" diyenler bitmiyor maalesef. Nasıl bir hayat ki gerçekten? İstenilen dünya ne daha doğrusu? Sanırım tüm insanlık bu konuyu araştırırken heba oldu. Benim dünyamda olaylar az biraz farklı galiba. Benim buralarda kahramanlar vardiyalı çalışır. Evet evet vardiya...

        Durun hemen öyle tepki vermeyin. Batman elinde çantası ile bürosuna, süperman tebdili kıyafeti ile şirketine gitmiyor tabi. Söylemek istediğim şeyler epey farklı. Aslında konu şu ki; bir fabrikada işçi olarak çalışan, az maaşa sesini çıkarmadan ailesi için elinden geleni yapan kahramanlarımızı kastediyorum. Yani babalar...

        Benim kahramanım da vardiyalı çalışır. Her ne kadar aramıza  kilometreler girse de, onun en ufak surat asışı benim gözlerimden kan akmasına sebep olur. Babamdan bahsediyorum yahu. Onun benim için yaptıklarından ve benim onun için yapacaklarımdan. Ben hayatıma dört elle sarılma sebebimden bahsediyorum. Herkes seviyordur babasını, onlarında evlatlarını sevdiği gibi. Bazen sevgisini gösteremiyor tabi babalar ama her baba sever kanından olanı. Hatta kanından olmayanı bile.

        Benim kahramanım vardiyalı çalışır. Elleri çatlaklar ile dolu. Her çatlağın bir hikayesi vardır. Her hikayenin de bir kaybedeni. Yani her çatlak aslında bir kaybediştir babam için. Onun ailesini düşündüğü kadar kimsenin beni düşüneceğine inanamam ki. Şimdi omzuna yaslanıp kırıldığım ne varsa anlatmak isterdim, onu da yapamıyorum. Büyüdüğümü ve ağlamak için geç olduğunu söylüyorlar.

        Ben senin omzuna başımı bir koysam var ya üfff, ne gözyaşları akar. Acıklı romantik aptal bir film misali ağlatırız bir kesimi. Ama ne savaş anıları, ne askerlik, ne de küçüklük anıları... Ben hepsini dinlemeyi reddettim. Sen de anlatmayı kestin zaten. Tüm gün akan terine karşılık bir havlu uzatmadım sana. Affet baba...



27 Mayıs 2017 Cumartesi

"Görünen Adam" Mı?

"Görünen Adam" Mı?

görünen adam, onur ünlü, görünen adam izle, dizi yorumu, internet dizisi

          Gerek aynada görünen; görünmeyenler olsun, gerekse aynada görünmeyen; görünenler, biraz Eşref Şerif, çokça Kurtuluş ve az birazda İpek derken izleyen herkesi ekrana bağlayan yepyeni bir Onur Ünlü dizisi başladı gençler. Şu zamana kadar tavsiyem üzerine izleyen hiç kimseden olumsuz bir dönüş almadım. Harika bir dizi olduğunu söyler ve çok kısa bahsedip sözü Kurtuluş'a bırakmak isterim.

       

          Kurtuluş Göreleli bizim dünyamızdan epey farklı bir dünyada yaşayan genç ve umutsuz bir aşıktır. Hafif pısırık bir karakteri olan kurtuluşun dünyasında herkes görünmezdir. Yalnızca aksesuarlar görünür. Kişiler ise aynalar ve yansımalar aracılığıyla görünür olur. Kurtuluş "SHER TEQ" teknoloji şirketinde iletişim departmanında çalışan biridir. Şirketin sahibi Eşref Şerif ise kötü planlar peşindedir. Ve bir kaza sonucu beklenmedik biçimde Kurtuluş görünür olur. Fakat bu kez de kimse onu görmez ve aynalarda görünmez.

          Yani kısaca şöyle söyleyim gençler şu zamanın vıcık vıcık aşk dizilerine oranla bana göre bu camianın tek eksik noktası tamamlanmış oldu. Umuyorum ki daha da büyük bir kitle ile uzun yıllar devam eder. Ama içimden bir ses kısa süreli planlanmış bir proje olduğunu söylüyor derken öyle olduğunu da öğrenmiş oldum. Bu arada en önemli ayrıntıyı demedim. Dizi yalnızca youtube'da.

          Sevgili Onur Ünlü abimizden tek ricam bizi sensiz bırakma. "Onur ÜNLÜ Kafası" diye bir deyim var artık bunu da unutma. Senin izinde olanlar var... Sevgiler...



Sonra bir sabah seni gördüm. Sonra bir sabah daha gördüm. Sonra hep seni gördüm.                                                    Onur Ünlü - Beş Şehir

20 Mayıs 2017 Cumartesi

İmkansızın Kavuşmak İhtimali

İmkansızın Kavuşmak İhtimali




        Şişşşt söndürün ışıkları. Dökün, ellerinize yama olmuş acıyı şu kocaman odaya. Ağrıyan bacağınızı, dönen başınızı, sızlayan sol yanınızı ve dökülürken gururunuzdan gizlemeye çalıştığınız tüm yaşınızı.

        Beni bu odada yalnız bırakın, beni karanlıkta bırakın, beni ellerimi üşütmekten alıkoyamayan aciz bir adamla bu odada bırakın. Derin nefesler çekin arada. Arada elleriniz gözyaşlarımı silsin.

        Sonra onun bakışları takılsın bana. Elimin, bedenimin, gözlerimin ve titreyen dizlerimin hesabını sorsun herkesten. Beni öyle sahiplensin ki, ben bile unutamayım bir ömür. Bir ömür ellerim yakasında asılı dursun.

Sonra çok sevsin mesela. Saçlarımı soğuk suya tutunca hızla atan kalbim, onun gözlerine denk gelince de böyle hızla çarpsın. Dudaklarımın yanında ki çukur onu görünce daha da gömülsün içeri. Sevdiğini söyleyen o adam yalnızca beni görecekse gelsin yanıma. Yoksa boş versin...

        Bencillik bu diyeceksiniz belki, belki biraz kızacak bakışlarınız bana. Belli ki daha fazla çabalamak için gücüm yok. Yani şunu diyorum, kör olalım onunla, hatta belki de çok hasta. Ama hastalığın en dayanılmaz anında gitmeyelim. Biraz anne-baba olmayı öğrenelim onunla. Biraz daha sevmeyi mesela. Ama diyorum ya zoru görünce dünyadan vazgeçelim ama birbirimizden geçmeyelim. 

        Benden şu şairliğimi alsın mesela. Düşündürecek, üzecek, hatta yazdıracak kadar çok acı yaşamama engel olsun. Beni sevmesin, oturup yanı başıma iki çift laf etmesin, saçlarıma dokunup belki biraz, kokuma nefesini katmasın, tamam bunların hiçbirini yapmasın ama yanımda kalsın biraz. Büyüyene kadar mesela, aklım başıma gelene kadar, böyle yaşamamın aptalca olduğunu söyleyene kadar mesela, acıyla yaşanmayacağını anladığımda tekrar gitsin...

        Ama tabi ben hiç büyümeyeyim, aklım hiç başıma gelmesin, böyle yaşamak aptalca gelmesin, acıyla yaşamak mutlu etsin beni. Ben biraz daha devam edeyim buralarda. Biraz dediysem 3-5 yıl falan. Sonra sorun değil bendeki deli adamı kitabımdaki satırlara gömer, unutur giderim. Unuturum dediysem öyle işte...

Meltem SERT'e sevgilerimle...



13 Mayıs 2017 Cumartesi

Neden Yazıyorum?

Neden Yazıyorum?

blog yazısı, bir deli mavi, mavi kız, neden yazıyorum



        Merhaba mavi kelebekler. Oturdum kitap okuyordum, biraz da düşünüyordum. "Neden yazıyorum ki ben" dedim. Bu kısa sorgu ardından dedim bir yazı yazayım. Bu yazıya da böyle başladım. İşte düşündüm sonra yine "Acaba diğerleri neden yazıyordur?" Dedim herkese tek tek mesaj atacak halim yok en iyisi mim yapayım. Veeee hazırım. Yeni ve tek soruluk bir mim yapmaya karar verdim. O halde sevgili mavi kelebekler "NEDEN YAZIYORSUNUZ?" Önce hazırladığım bu mim'e cevap vereyim sonra da cevabını merak ettiklerimi yazayım. Umarım sürüp gider bu mim.


        Yıllar yıllar önceydi. Tam olarak 22 yıl evvel bir temmuz gecesi kuş sesleri eşliğinde mavi bir kız doğuvermiş, yani ben. Annem göbek bağımı atmaya kıyamayınca defter arası yapmış. Sanırım bu nedenle zaten yazmak için bir zeminim veya temelim, artık ne demek isterseniz, işte o varmış. Sonra üzerine yıllar ve yaşanmışlıklar da eklenince ve bu el kalem ile de buluşunca kendimi yazmaktan alıkoyamadım. Bu şekilde yaşamak deyimi ile eşdeğerdir benim için yazmak. Her zaman mutlu şeyler yazmasam dahi yazmaktan asla vazgeçemem...

Hayatım boyunca yazabildiğim için şanslı olduğumu söyleyip durdular. Bir satır yazmanın insanda ne kadar derin yaralar açtığını hep göz ardı ettiler.       12.01.2017

        Ve sıra geldi mim'lediklerime;


 ACEMİDEMİRCİ                           ECE EVREN                       HİKAYE KALPLİ KADIN
                              GİZLİ ÖZNE                        DAHA MUTLUYUZ
TAHSİNBEY                              GÖKHAN TEKİN                             PERSEPHONE


12 Mayıs 2017 Cuma

İmlası Bozuk Gelecek

İmlası Bozuk Gelecek



aşk, bir deli mavi, kadın erkek, gelecek


        Sayısız kimsesizlikler içinde bir iki ufak acılar yaşadım sen yokken. Nefesim aralıklı olarak kesildi. Şu bizim mahallede her köşe başında ekili duran papatyalar var ya. Işte artık onlar açmıyor. Beyazlık görmek imkansıza yakın hale geldi.

        Sonra tabi evimiz... Evimiz de soldu sanki. Sen mutfakta bana sataşıp durmayınca içimden yemek yapmak da gelmiyor. Yaptığım her yemeği beğendiğini söylerken gözlerinin yemeğin tuzundan kızardığını görünce daha bir sarılmak gelirdi içimden.

        Odamız diyeceğim ama "girme o konulara be kadın" diyeceksin okurken. Yine de anlatacağım işte. Her sabah seni uyandırmak için açtığım o cam senden sonra hiç açılmadı. Hep üst üste denk getirip bir köşeye attığın o terlikler hiç giyilmedi. Senden sonra bu odaya hiç kimse girmedi. Öyle işte...

        Sen bir de mahalleyi gör. Bizim sokağın başındaki market var ya, hah aynen Osman abi, o da döndü artık memlekete. Bir gittim market kapı duvar. O gün sen geldin aklıma, eminim epey üzülürdün. Ben "her akşam nereden alacağım 2 bira" derdin eminim.

         Annemle babam belli etmiyor ama özlüyorlar seni. Zaten babalar  belli edemez öyle şeyleri ama annem bayağı somurtkan. Sonra bir ara kardeşim şey diyordu "Nerede benim abim". Öz olsan böyle sevilirdin düşün. Bazen ben de diyorum "Nerede benim gecem, nerede umudum, nerede hayalini kurduğum uzun yıllarımız". Sonra kafamı çarpıyorum bir yerlere. Uyanıyorum aksi gibi.

        Seni anlatmadığım ne bir gökyüzü ne de bulut kaldı. Hepsinin senden haberi var. Işte öyle sevgilim, bir umuttu evvelinde yaşamak, artık neredeyse acı ile dolu mevsimler. Seni bana getirsin diye toprağa sarılıyorum. Senin gidişin koca bir sevdayı mezara koymak, mezara koymak da üzerine bir tutam toprak atamamak gibi bir şey. Adım, soyadım, kimliğim, kimsesizliğimsin...



9 Mayıs 2017 Salı

Çekiliş Bitti: Kazananları Açıkladım

Çekiliş Bitti: Kazananları Açıkladım

bir deli mavi, çekiliş sonucu



        Merhaba mavi kelebekler. Bildiğiniz gibi Bir Deli Mavi 1 yaşını doldurdu. Ve hediyeler vereceğimi açıklamıştım. Gelen yorumlar  ile birlikte bir çekiliş başlatmıştım. Hazır söz verdiğim süre dolmuşken ve de müsaitken çekilişi yaptık bir arkadaşımla birlikte. 

        Bu sırada çok eğlendiğim için sık sık hediyeler vereceğim galiba. Veeee açıklıyorum. Birinci yıl çekilişinde kazanan ilk isim Aslıhan'ın Dünyası ve diğer isim de Samet Tutal.

        Bu güzel çekiliş sonrası her iki arkadaşımı da kutlarım. Mail adresime iletişim bilgilerini gönderir göndermez hediyeleri kargoya vereceğim. Hepinize sevgiler...

7 Mayıs 2017 Pazar

Umudum  Acımdan Büyük(Ordan Burdan)

Umudum Acımdan Büyük(Ordan Burdan)

   
umut, dertleşme, bir deli mavi, aşk, şiir, seslendirme, semanur kök


        O iyi insanlar o güzel atlara binip çekip gitmemiş meğer. Halen buralarda takılıyorlarmış. Başıma çok garip olaylar geldi dostlar. Biricik bloguma virüs bulaşmıştı. Bir Deli Mavi'yi kaybetmekten çok korkmuştum.  Ama öyle olmadı. "Yardım eder mi acaba?" dediğim bir iki isim var zaten ve sevgili  Gökhan TEKİN sorduğum ilk andan itibaren üşenmeden yardımcı oldu bana. Tema değişikliği sonrası sorun halloldu. Eski temamı kaybettiğim için üzülmüştüm fakat Gökhan Bey yeni bir tema kurmayı bırak logo dahil bir çok şey yaptı blogum için. Ne kadar teşekkür etsem de az geliyor bazen.

        Kendimle ilgili keşiflerim de oldu. Mesela yoğurdu çok seviyormuşum, balın tadını bilmememe rağmen sevmemekte inat ediyorumuşum, dünyanın sonu denilen olaylara dahi alışabiliyormuşum, feminist değilmişim, bazı kadınlardan korkuyormuşum hatta. blog yazmaya bile ara verebiliyor hatta eskiden günde bir yazı yazarken, şimdilerde vaktim olmasına rağmen yazamıyormuşum. ha bu arada ben aşırı kişisel yazıyorum galiba :(

        Bu aralar çok stresliyim. Yeni bir şey deniyorum. Aslında epeydir istiyordum ama yeni cesaret edebildim. Şiir seslendirmeleri yapmaya başladım. Az evvel 2. videoyu youtube'a yükledim. Aslında beni korkutan şey herkesin dinleyecek olmasıydı. Ama babam onayı verdiği için o korkumda kalmadı. O beğendiyse bana yeter. İlerleyen dönemlerde onun muazzam şiirlerini de seslendirmek istiyorum. (tabi izin verirse). Neyse şiiri şuralara bir yere bırakayım, yorumlarınızı bekliyorum.♥




                 Şu sıralar şiir kitapları ile ilgileniyorum. Harika şairler keşfettim. Diğer yandan zaten harika şairleri de okuyordum. Ali Lidar, Tarık Tufan, İbrahim Tenekeci... ileride şiirlerini okumak istediğim isimler arasında. Havalar kadar hızlı değişen ruh halim de bu aralar durgun ve tepkisiz, nedendir bilinmez ama insanları dinlemek ve hiçbir şey anlatmamak istiyorum. En kötüsü de eskisi kadar sık defter almıyorum elime. Sevgiler saygılar...

           Bu arada bu hafta çekiliş sonucunu açıklayıp cumaya kadar kargoya vermeye çalışacağım.