12 Mayıs 2017 Cuma

İmlası Bozuk Gelecek



aşk, bir deli mavi, kadın erkek, gelecek


        Sayısız kimsesizlikler içinde bir iki ufak acılar yaşadım sen yokken. Nefesim aralıklı olarak kesildi. Şu bizim mahallede her köşe başında ekili duran papatyalar var ya. Işte artık onlar açmıyor. Beyazlık görmek imkansıza yakın hale geldi.

        Sonra tabi evimiz... Evimiz de soldu sanki. Sen mutfakta bana sataşıp durmayınca içimden yemek yapmak da gelmiyor. Yaptığım her yemeği beğendiğini söylerken gözlerinin yemeğin tuzundan kızardığını görünce daha bir sarılmak gelirdi içimden.

        Odamız diyeceğim ama "girme o konulara be kadın" diyeceksin okurken. Yine de anlatacağım işte. Her sabah seni uyandırmak için açtığım o cam senden sonra hiç açılmadı. Hep üst üste denk getirip bir köşeye attığın o terlikler hiç giyilmedi. Senden sonra bu odaya hiç kimse girmedi. Öyle işte...

        Sen bir de mahalleyi gör. Bizim sokağın başındaki market var ya, hah aynen Osman abi, o da döndü artık memlekete. Bir gittim market kapı duvar. O gün sen geldin aklıma, eminim epey üzülürdün. Ben "her akşam nereden alacağım 2 bira" derdin eminim.

         Annemle babam belli etmiyor ama özlüyorlar seni. Zaten babalar  belli edemez öyle şeyleri ama annem bayağı somurtkan. Sonra bir ara kardeşim şey diyordu "Nerede benim abim". Öz olsan böyle sevilirdin düşün. Bazen ben de diyorum "Nerede benim gecem, nerede umudum, nerede hayalini kurduğum uzun yıllarımız". Sonra kafamı çarpıyorum bir yerlere. Uyanıyorum aksi gibi.

        Seni anlatmadığım ne bir gökyüzü ne de bulut kaldı. Hepsinin senden haberi var. Işte öyle sevgilim, bir umuttu evvelinde yaşamak, artık neredeyse acı ile dolu mevsimler. Seni bana getirsin diye toprağa sarılıyorum. Senin gidişin koca bir sevdayı mezara koymak, mezara koymak da üzerine bir tutam toprak atamamak gibi bir şey. Adım, soyadım, kimliğim, kimsesizliğimsin...




SHARE THIS

Author:

0 yorum: