O iyi insanlar o güzel atlara binip çekip gitmemiş meğer. Halen buralarda takılıyorlarmış. Başıma çok garip olaylar geldi dostlar. Biricik bloguma virüs bulaşmıştı. Bir Deli Mavi'yi kaybetmekten çok korkmuştum. Ama öyle olmadı. "Yardım eder mi acaba?" dediğim bir iki isim var zaten ve sevgili Gökhan TEKİN sorduğum ilk andan itibaren üşenmeden yardımcı oldu bana. Tema değişikliği sonrası sorun halloldu. Eski temamı kaybettiğim için üzülmüştüm fakat Gökhan Bey yeni bir tema kurmayı bırak logo dahil bir çok şey yaptı blogum için. Ne kadar teşekkür etsem de az geliyor bazen.
Kendimle ilgili keşiflerim de oldu. Mesela yoğurdu çok seviyormuşum, balın tadını bilmememe rağmen sevmemekte inat ediyorumuşum, dünyanın sonu denilen olaylara dahi alışabiliyormuşum, feminist değilmişim, bazı kadınlardan korkuyormuşum hatta. blog yazmaya bile ara verebiliyor hatta eskiden günde bir yazı yazarken, şimdilerde vaktim olmasına rağmen yazamıyormuşum. ha bu arada ben aşırı kişisel yazıyorum galiba :(
Bu aralar çok stresliyim. Yeni bir şey deniyorum. Aslında epeydir istiyordum ama yeni cesaret edebildim. Şiir seslendirmeleri yapmaya başladım. Az evvel 2. videoyu youtube'a yükledim. Aslında beni korkutan şey herkesin dinleyecek olmasıydı. Ama babam onayı verdiği için o korkumda kalmadı. O beğendiyse bana yeter. İlerleyen dönemlerde onun muazzam şiirlerini de seslendirmek istiyorum. (tabi izin verirse). Neyse şiiri şuralara bir yere bırakayım, yorumlarınızı bekliyorum.♥
Şu sıralar şiir kitapları ile ilgileniyorum. Harika şairler keşfettim. Diğer yandan zaten harika şairleri de okuyordum. Ali Lidar, Tarık Tufan, İbrahim Tenekeci... ileride şiirlerini okumak istediğim isimler arasında. Havalar kadar hızlı değişen ruh halim de bu aralar durgun ve tepkisiz, nedendir bilinmez ama insanları dinlemek ve hiçbir şey anlatmamak istiyorum. En kötüsü de eskisi kadar sık defter almıyorum elime. Sevgiler saygılar...
Bu arada bu hafta çekiliş sonucunu açıklayıp cumaya kadar kargoya vermeye çalışacağım.