Sarılmak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sarılmak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Kasım 2016 Perşembe

Kendini Tanımamak

Kendini Tanımamak

deneme, iç yaşantı, hüzün


      Bilmiyorum içimde bir yere atamadığım, ama yok olursa da üzüleceğim bir hüzün taşıyorum. Geçenlerde bir yazı okudum. Çok güzeldi, çok etkilendim. Hayatımızı sadeleştirmek ile ilgili. (Buradan okuyun buyrun) Çok istediğim bir eylem. Aslında kendi bedenimden kurtulup, içimdeki deli yanımla birlikte defolup gitmek istiyorum, kimsenin bilmediği yerlere. Belki kimse bilmiyor ama içimde bir çiçek bahçesi taşıyorum. Ama artık bir takım korkularım var.

      Mesela birinin o bahçeden bir papatya koparması... Bu yüzden bedenimi bir araç misali kullanıyorum. Gizliyorum güzel olan her şeyi. Ama genelde insanlar içindeki değil, yüzündeki güzellikle ilgilendiğinden, bir şekilde giriyorlar hayatıma. bunaldım...yoruldum...doluyum...

      Geçenlerde bir mektup yazdım. Bir intiharı konu alıyordu. İlginç olurdu değil mi? Eğer bir gün intihar edersem o mektubu yayınlayacağım blogumda. Aslında yanlışlıkla yayınlamıştım. Farkeden bile olmuştu. Düşünsenize bir yorum yapıyorsunuz ama asla yayınlanmayacak. Bu nasıl bir ironi.

      Hayatımı yazıyorum kağıtlara. Ne acıdır ki çabucak bitiyor. Ne yaşadım ben böyle. Koca bir hiç. Ooo evet bu duygusuz kız aşık bile oldu. Zaten 3 sayfalık hayatımın 2 sayfası bundan ibaret. İş ile ilgili sıkıntılarım, gerekse yeni bir eve alışma. Zor mu bunlar? Hayır aslında değil. Ama asıl zor olan tek başıma dünya kadar yükü omzuma almış olmam. Daha 21 yaşındayım ama benim için yolun yarısı eden o yaşa ulaştım. Ben bir bu kadar daha yaşasam bana yeter. 

      Hayallerim ve hedeflerim birbirine giriyor. Ütopyaları hedef haline getirdiğim absürt zamanlar. Aslında ne yapacağıma karar vermeye çalışıyorum. Hayatım 1 ile 2 arasında gidip geliyor. İlerlemek yok, mesafeler aşırı, karmaşa dolu. Yoruldum artık, hemde çok yoruldum.

     Ya aslında bir mucize olsun istiyorum. Yani daha doğrusu bir şeyler hep yolunda gitsin istiyorum. Bakın birkaç mutlu son artık mucizelere bağlı. Kısaca kendi boyuma doladığım bu ipe sarmaş dolaş oldum ve hareket edemiyorum. Beni dinlemenizden mutluyum mavi kelebekler. 


23 Ekim 2016 Pazar

Mümkün Değil...

Mümkün Değil...


Yazılan her şey silinebilir. Okuduklarımı unutabilirim, yaşananların üstesinden gelirim...
Ama hissettiğim şeyleri silip atamıyorum. Kırılıyorum parçalanıyorum ama katilimi halen kendi içimde görüyorum. Ne alçak  bir his hatırlamak seni. 

Ah hüzün ile hatırlamak seni... Bazen yürürken, ara sıra koşarken, ayakta dururken veya yatarken her olaya musallat etmişim seni, ömrün ömrüme musallat olmuş. 

Sen benim tek dayanağım olabilir misin gerçekten? Sen gidince aksamaya başladı bu yürek. Nefes aldığım andan itibaren derin bir acı ile oturmuşsun yüreğime. Seni sevmek ne zahmetli iş böyle. Seni sevmek ne zor...

Kendimden uzaklaşmak istedim bir dönem, bir dönemde kendimi bulmak, sarılmak istediğim anlar çok oldu, şuan tek istedigim derin acılar ile göğsüme işlenen adını söküp atmak içimden. Derin bir nefes almak ve hiç ağlamamak. Mümkün mü?
Mümkün Değil...