Selam ben Mavi diyeli 5 sene oluyor. Daha öncede söylediğim gibi bugün kendimi anlatıcam. İkinci kez doğuşumu ve mavi oluşumu. Ama 6 sene önce ne oldu onu bir anlatayım.
İnsan ne kadar ömrü olduğunu bilemiyor, bazen ölüm ensesinde oluyor, bazen kilometrelerce uzakta. Ama değerini bilmediğimiz bu ömür üç günlük bile değil. Bende tam böyle bir anı yaşadım. Ölümün soğukluğunu hissettim...
Ben ölümü ellerimde hissettim, bir daha yazamamak korkusu oluştuğunda o an sona yaklaştığımdan emindim. Kapalı bir oda, anlamsız insanlar, başında gözlerini senden alamadan ağlayan bir baba.
Ben babamın gözündeki o yaşı gördüğüm gün bittim. Aynı zamanda hayata bağlayanda o gözlerdi beni. Ölümün beni sıyırıp geçmesiyle anladım ki babanın bir damla gözyaşı hem ölümün hem doğumun olabiliyormuş. Peki sizce ölüme böylesine yaklaşan bu kız kendini mavi ilan edip ortalıkta "hayattan zevk alıcam, kendim için yaşayacağım" deyip mi gezdi? Hayır! Aslında mavi oluşum çok farklı.
Oyalanmak ve umut aramak için onkoloji servislerinden birini sürekli ziyarete gittim. Hem biraz staj yapıp kendimi geliştiriyordum, hemde umudu arıyordum. İşte asıl beni mavi yapan kişi ile orda tanıştım. Ona mavi diyorlardı. Beyin tümöründen ameliyat olmuş, fakat kitlenin tamamen temizlenmesi mümkün olmamış.
Servise yatalı 5 ay olmuş, ara ara çıkıp, 1 hafta sonra geri dönüyormuş. O kadar saf o kadar temiz bir kızdı ki! Umut doluydu, her zaman iyileşeceğine inanıyordu. Tamamen iyileşip çıktığında denizin üzerinde yürümeyi deneyecekti. Gökyüzü kadar sonsuz ve deniz kadar derin bir umudu vardı onun.
Bir sabah geldiğimde yatıyordu elleri kolları bağlı. O kadar korktum ki. Uyandığında beni görüp gülümsedi. Gamzesini asla unutmam, nasıl bir çukur gelde gömülme.
Bir sabah geldiğimde bana kendini anlattı. Hayatta herşeye geç kaldığını söyledi. Ve benden bir söz istedi hayalimin peşinden koşmak için sadece bir söz. Tabiki söz verdim. Hastane bahçesine çıktığında terlikleri ayağından çıkarır çimene basardı. Saçları biraz kısaydı ama hep dağınıktı, birazda rüzgar karıştırıverirdi.
Ondan çok şey öğrendim. Yaşamayı, hayatın dokusunu, sevmeyi, dostluğu, konuşmayı ve yazmayı. Bir sabah gittiğimde yatağı boştu. Anlamıştım ama yinede gördüğüm herkesi çevirip onu sordum. Öldüğünü defalarca farklı ağızlardan duydum.
Belki o birkez öldü ama ben defalarca öldüm. Her yıl yine aynı zamanlar ölmeye devam ediyorum. Ama ondan bana kalan bir miras var "mavi hayaller". Hayalimin orta yerindeyim şimdi. Gerçekleştirmek için elimde sonsuz bir umut ve mavi var. Ben verdiğim sözleri tutarım.
Yaş, cinsiyet, boy, kilo, siyah saç veya sarı saç hiçbir faktör ölümü erteleyemiyor. O kadar zamansız ve asil geliyor ki arkasında iz bırakıyor. Asla yaşamak için geç kalmayın. Unutmayın ömür üç günlük bile değil...