28 Eylül 2017 Perşembe

Bir İki Üç Tıp...



        Bloglamak adı altında bir şeyler yazayım diye oturdum şuraya, yaklaşık 20 dakikadır ekrana bakıp duruyorum. Hayır da ne yazayım ki. Ne kadarını dökeceğim cümlelere. Nasıl olacak ki. Zaten olmuyor da. Şurada ağlasam hanginizi üzüyor ki. Ben mutlu olmak için ne yapmalıyım. Ne istemeliyim ki artık. İsteyemiyorum da çoğu zaman...

        Tek isteğim annem beni düşünmesin. Babam bir kızım var demesin. Kardeşim güçlü bir ablam var benim demesin. Çünkü değilim ki, benim önemsemesinler. Ölmek istiyorum bu çok mu korkunç ki. Bunu afilli söylesem, daha az korksanız ve ben de aranızdan usulca çekilsem. Babamın gözünden tek damla düşürmeden ölmenin yollarını arıyorum. Ve tabi sevdiklerimin. Beni sevenler demiyorum bakın, çünkü sayısı oldukça azdır.

        Bana hiç dokunmasanız mesela. Oracıkta kaybolup gitsem. Söz size haber getireceğim cehennem var mı diye. Bir gün öldüğümde beni kitaplarımla gömmelisiniz. Kalbimin üzerine koyun elimi de, öyle gömülmek istiyorum. Her geri adım attığımda kalbimde oluşan o acının, kanayan onlarca yerin ve kırılan kemiklerimin sayısını düşünmek istemiyorum artık. Her şeye değecek, bana yakışır bir ölümün peşindeyim şu sıralar yalnızca.

        Annemin en çok değer verdiği halısına denk getirmeden, birkaç adım ötede kanamak istiyorum, susmayan şu kalbimi vura vura susturmak(durdurmak) istiyorum. Boynumda hissedemediğim o ellerin, beni boğup kenara atmasını izlemekten yoruldum. Her saniye yine ne olacak ve biz yıkılacağız demekten de öyle. Aramıza ördüğümüz o duvarı bir umut maviye boyamaktan da, sevmediğimi düşündüğü her dakika da biri kalbimi göğüs kafesimden söküp yere atıyor gibi hissediyorum.

        Dışarıya baktım az önce . Her şey ışıklar içinde. İnsanlar sahte bir şehrin, yüzsüz yerleşikleri. Umudum kırılıyor git gide. Bana ailemi üzmeden yok olmanın bir yolunu söylesin biri. Ya da sonsuza kadar susun...  Susun ki kolay ölmeyim, biraz daha acı çekeyim. Hissettiklerimin yarısı bile etmez şu yazdıklarım...

SHARE THIS

Author:

11 yorum:

  1. seni seviyorum 😉 Hayat damarlarını çekmediği sürece devam ediyor. Yaşa Sev Sevil

    YanıtlaSil
  2. ara ara hepimiizn dileği bu:) daha neşeli şarkılar dinle

    YanıtlaSil
  3. Bir hatırlatma;

    Böyle şeyler düşünmeyecektik. Çünkü yasaktı...

    Bir derin nefes al ve bu yazıdan önceki ana dön lütfen Semanur :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen küçük bir süreç sadece. Sözlerimi tutacağım 💙💪

      Sil
  4. Mavi, ben seni böyle tanımadım. Eminim acıların, hayal kırıklıkların ve düşüşlerin seni soğutuyor yaşamaktan ama insan yaşamakla mükellef be Mavi. Bak ne diyeceğim; sen bir blog yazarları buluşması düzenlesene İstanbul'da. Hepimizi çağır, hem kaynaşmış hem de seni dinlemiş oluruz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu aslında çok istiyorum. Fakat şu sıralar beni bunaltan ve vakit kalmicak şekilde hayatımı kısıtlayan olaylar var. Sizden bunları duymak bana güç verdi. Akıl hocam olarak gördüğüm nadir ve değerli insanlardansınız.

      Sil
  5. Mavim seni bunaltan her şeyi ciddiye almamaya denemelisin kuzum düşündüğün o anları ben düşünmedim diyen az çıkar önemli olan çıkış için sımsıkı sarılmak kime neye bile diyemeyecek kadar güçlü bir sihre sahipsin.Kalemin senin yoldaşın ve seni terk etmeyecek asla çıkarsız yalansız.Bir de bakmışsın ki senin kahkahalarını yazacak o günler senin istediğin uzaklıkta emin ol.Öpüyorum seni

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kalemim benim yoldaşım. 💙 Işte bu söz bana öyle büyük bir güç verdi ki ☺ cidden kalbime dokundu direkt...

      Sil
  6. Sen ölmek istemiyorsun. Sen seni sevenler için ölmek istiyorsun. Haklısın da yaşamış oldukların ve özellikle de düşünce yapın buna itiyor. Hiç şunu düşündün mü sen öldüğünde ailenin de seninle birlikte öleceğini. Tabi bunu mecaz anlamda söylüyorum. Onlar yaşayacaklar lakin yaşayan bir ölü olacaklar. Sanırım bunu biraz oturup düşünsen mutlaka senin ve ailen için en doğrusunu bulursun. Hem ailenin hemde senin göz yaşların mutlaka huzur ve mutluluğa yelken açacaktır. Önemli olan dayanışma, birliktelik, iletişim kurmak, blog sayfan dostun olabilir. Lakin en büyük dost ailendir sakın bunu unutma. Önce kendini sev, sonra aileni, ve daha sonra çevrendeki her şeyi sevmeye başla ki seni sevenlerin sevgileri artsın. Sevgiler artsında dünya yaşanmaya değer kılınsın. İnan ölmeyi istemek çok kolay önemli olan ölüm geldiği an mutlulukla ve sevgiyle kucaklayıp sevmek. Hayatı sevmeyen ölümü nasıl sevsin. Onun için yaşa ve o güzel kalbini, enerjini boş yere üzme yorma, olumsuz düşüncelerle günlerini ve zamanını harcama. Umarım seninde kapına bir gün mutluluk ve huzur uğrayacaktır.
    Saygılarımla.

    YanıtlaSil